Cami mimarisi tartışmalarına Diyanet’ten açıklama.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in Yalova’da Akasya Evleri Camii’nin açılış töreninde yaptığı konuşma sonrasında medyada yer alan tartışmalar üzerine Diyanet İşleri Başkanlığı bir açıklama yayımladı.
Diyanet İşleri Başkanı Görmez’in cami mimarisi konusunda ülkemizde görülen yaygın ilgisizlik ve özensizlik hakkında kamuoyu hissiyatına tercüman olmak maksadıyla konu ile ilgili düşüncelerini paylaştığı belirtilen açıklamada, konunun kimi siyaset ve medya çevrelerince maksadını aşan yorumlarla ele alındığına işaret edildi.
Diyanet İşleri Başkanlığının ülkemizdeki mevcut cami yapımlarının hiçbir aşamasında yetki ve sorumluluğunun bulunmadığının da hatırlatıldığı açıklamada şu görüşlere yer verildi:
“Diyanet İşleri Başkanlığı ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi işbirliği ile 2-5 Ekim 2012 tarihleri arasında gerçekleştirilecek I.Cami Mimarisi Sempozyumunun hazırlıklarının devam ettiği bir süreçte Diyanet İşleri Başkanı Sayın Prof. Dr. Mehmet Görmez’in geçtiğimiz günlerde bir cami açılışı vesilesiyle cami mimarisiyle ilgili olarak yaptığı açıklamalar, kimi siyaset ve medya çevrelerinde maksadını aşan yorumlamalarla ele alınmış, konu önyargılı kanaatler takip edilerek rejim tartışmalarına kadar götürülmüş ve yakışıksız değerlendirmelerde bulunulmuştur.
Diyanet İşleri Başkanı Görmez cami mimarisi konusunda ülkemizde görülen yaygın ilgisizlik ve özensizlik hakkında kamuoyu hissiyâtına tercüman olmak maksadıyla bu konudaki düşünce ve görüşlerini paylaşmış ve başta ilgili akademik kurumlar olmak üzere dikkat ve feraset sahibi vatandaşlar nezdinde bir farkındalık oluşturmak istemiştir.
Bazı camilerin mimarisi konusunda sıradan bir gözlemcinin bile kolayca fark edebileceği ve pekâlâ rahatsız olabileceği bir durumun kamuoyuyla paylaşılmasının gündelik siyaset tartışmalarının bir parçası haline getirilmesi kadar, tartışma çevrelerince bütün çabalarımıza rağmen mevcut cami yapımlarının hiçbir aşamasında Diyanet İşleri Başkanlığının yetki ve sorumluluğunun bulunmadığının bilinmemesi de açıkça üzücü olmuştur.”