Gelenekten geleceğe uzanan Camilerin hem mimarisinin korunması hem de iş başında bu işi yapan kişilerce güvenlik ve tedbirin alınması her sektörde olduğu gibi her bir bireye düşen sorumlulukların başındadır.
Tedbir’ denilince her sektörde kuşkusuz en önemli nokta iş sağlığı ve iş güvenliğinin önemi yadsınamaz. Çalışmaların özü, İşinde uzman ve yaptığı işlerle değer taşıyan toplumda kabul görmüş üstün niteliklere sahip olan ehil kişilerce yapılmasından geçer.
Çeşitli yollarla aslında küçük, fakat göze büyük masraflardan kaçınıp yetkisi ve deneyimi olmayan fakat ekonomik açıdan taviz veren kişilere derneklerin bu işleri teslim etmesi, Cami Sektöründe hem Osmanlı geleneği olan mimarı yapıların tam manasıyla yansıtılmaması hem de ileride ekonomik ve sosyal problemlerin doğmasına zemin hazırlar.
Kaliteden taviz verip deprem şartlarına uygun olmayan yapıların ortaya çıkmasında vebal sahibi olmamak ve geleceğe ışık tutacak mimari eserlerin meydana gelmesinde derneklerin fedakâr bir şekilde çalışması gerekmektedir.
Cami Derneklerinin özellikle birinci önceliği ekonomik sosyal sorunlardan önce yapılacak işin, güvenliği, sağlamlığı manevi ve mimari değeri olarak kalitesinin ön planda tutulmasıdır.
Son zamanlarda haber sitelerinde ve gazetelerde yayınlanan birkaç habere göz atacak olursak;
26.05.2016 tarihli gazete ve internet gazeteciliği haberine göre Evli ve üç çocuk babası olan taşeron işçi Hasan Başkurt caminin kubbesinde çalışırken 19 metreden aşağı düşerek hayatını kaybetti.
31.05.2015 tarihli habere göre Ankara'nın Elmadağ ilçesinde Esentepe Camii'nde cemaatin yatsı namazı kıldığı sırada kullanılmayan kalorifer kazanı patladı. Patlamada camide namaz kılan cemaatten bir kişi hayatını kaybetti, 2'si ağır 3 kişi yaralandı.
23.01.2016 tarihli habere göre Uşak’ta cami inşaatının iskelesinin çökmesi sonucu meydana gelen iş kazasında 5 işçi yaralandı. Tavanda asılı kalan işçi 4 saat sonunda kurtarıldı.
Pek çok farklı örneğine rastladığımız son yıllarda artan ihmal ve kazalardan yola çıkarak artan eğitim ve uygulamaların olması sektörel açıdan oldukça sevindirici ancak yetersiz. İş Sağlığı ve Güvenliği’nin sağlanması hem çalışanların hem sektör temsilcilerinin hem de derneklerin, vakıfların öncelikli görevidir. Hiçbir iş insan sağlığını tehlikeye atacak kadar acele ve önemli olamaz. Hiçbir kaza önlenemez değildir. Çalışanlar iş kazalarının önlenebileceğine inanmalıdır.
Örneğin, Niğde Müftülüğü ’nün 19.11.2015 tarihinde Niğde Müftülüğü ’ne bağlı Merkez Hacı Şerif Pelit Camii Konferans Salonunda İl Özel İdaresi İş Güvenliği Uzmanı Nihat Özaras tarafından İş Güvenliği ve Eğitimi verildi.
Güngören Müftülüğü tarafından 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile 15/05/2013 tarih ve 28648 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimleri Usul ve Esasları Hakkındaki Yönetmelik gereğince ve Kaymakamlık Makamının ilgi oluruyla İlçe Müftülüğümüzde tüm kademelerde görev yapan personele, 14-15 Ocak 2015 tarihlerinde Mevlana Camii Konferans Salonunda A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı Alpay ÖZER tarafından Temel İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi verildi.
Kaza ve ihmallerin ortadan kaldırılabilmesi için yaşanan bu örnek gelişmeler herkese örnek teşkil edeceği ve proje ve iyileştirilen örnek olacak çalışmalara ve tüm sektöre örnek olacağı destek vereceği düşüncesindeyiz.
“Tedbirler alınarak yapılan işlerde sorunların ortadan kalkacağı veya en aza ineceği kuşkusuzdur.”