“Camiler Allah’ın Evleridir”
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Emekli Müftü Ahmet Şark ile sektörümüzü değerlendirdik. Camilerin nasıl yapılması gerektiğinden bahseden Ahmet Şark, camilerimize ürün alan cami derneklerine dikkat etmeleri gereken noktaları anlattı. Şark ayrıca, mimarlarımıza da cami yapımı konusunda önerilerde bulundu.
Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Emekli Müftü Ahmet Şark: “Öncelikle böyle bir derginin hazırlanmasında fikir yürüten, katkıda bulunan, böyle önemli bir konuda ciddi değerlendirmeler yapan sizlere ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Ayrıca böyle bir Cuma gününde benden röportaj ricasında bulunduğunuz için de ayrıca teşekkür ederim.”
Sayın müftüm camiler yapılırken nelere dikkat edilmelidir?
Camiler Allah’ın evleridir. Günümüzde her şey modaya uyduruldu. Binalar, camiler, elbiseler, yüzdeki sakal bile… Bu modanın yeri neresi, bu modayı kim takip ediyor, kim piyasaya sürüyor? Ecdat düşmanlarının modasını alıyoruz. Yılbaşı akşamı evlerimizde hindileri pişiriyor, çam ağaçları dikiyoruz ama yılbaşından sonraki akşam hindi yemiyoruz. Bizim dinimiz İslam ve biz Türk’üz. Başkalarının örf ve adetlerini alıp da evimize koymak caiz değildir, vicdanı sızlar ecdadın. Bu nedenle camilerimiz, manevi değerlerimize, samimiyete, huzur ve sükûna uygun olarak dizayn edilmelidir. Camiler adaletin ve eşitliğin yeridir. Camilerde hiç kimse kendisine yer ayıramaz, herkes boş bulduğu yerde oturur, zengin, fakir herkes eşittir. Manevi hastaneler olan camilerin eczanesi Kuran-ı Kerim’dir. Ayrıca camiler eğitim ve öğretim kurumlarıdır. İnsanlara güncel meseleler anlatılır, Kuran-ı Kerim’in mesajları, tavsiyeleri insanlık âlemine takdim edilir. Yolunu sapıtmış olanlar doğru yola çağırılır. Camileri yaparken, caminin kubbesi, halısı, pencereleri, ışıkları vs. ev, okul ve saraydan farklı yapılmalıdır. Yani cami olduğu belirtilmelidir. Camilerdeki halıların kalın yün halı olmasına özen gösterilmeli, bu sayede yıpranmalara karşı daha dayanıklı olması sağlanmalıdır. Camilere mutlaka engellilerin girebilecekleri, ibadet yapabilecekleri yerler yapılmalıdır. İnsanlara rahat abdest alabilecek mekânlar sağlanmalı, cami tuvaletlerinde mutlaka alafranga tuvalet de konulmalıdır. Camilerdeki park sorunu halledilmeli, camilerimizi geniş tutmalı ve mutlaka otoparklı yapmalıyız. Bunların dışında, camilerin bahçeleri ağaçlarla, meyvelerle süslenmeli, ortasında güzel havuzlar olmalı, hatta çocuklar için eğlenceli parklar yapılmalıdır. Misafir salonları, konferans salonları, kütüphaneler, misafirhaneler, sağlık üniteleri olmalı, Ramazanda iftar yapabilecek bir yer ayarlanmalıdır. Yani camiler sadece namaz kılmak için gidilen yer olarak görülmemelidir. Hatta camilerde dershaneler bulunmalıdır. İmamların dışında ilahiyat mezunlarına aylık ödenerek gençlere ders verdirilmelidir. Gelecek nesiller orada Kur-an ve hadis dersleri almalıdır. İnsanlar fiziki alanda spor faaliyetlerine katılıyor, peki ruh ne olacak? İnsanlar ruhu için de faaliyetlerde bulunmalıdır. Bir araziye, bir ağacın köküne su vermezsek kurur. O ağaçları maneviyatla muhafaza etmeli, dini inançlarla besleyip, özendirip bezendirmeliyiz. Onların ruh yapısına nüfus etmeli, yaratılanı yaratandan ötürü hoş görmeli, şevkat ve merhamet etmeliyiz. Allah’ın yarattığı varlıklara karşı saygılı ve edepli olmalıyız. Cami insanları bütünleştirmeli, bir araya getirmeli, maddi ve manevi ihtiyaçları temin etmeli, artan maliyette bulunmalı, çok yönlü olmalıdır. İnsan camiye geldiği zaman bütün ihtiyaçlarını gidermelidir. Özetlemek gerekirse, camiler Allah’ın evleridir. Cenab-ı Hak diyor ki: “Ey meleklerim, kullarım bana misafir geldi, ev sahibinin misafirlere ikramda bulunması lazım. Şahit olun meleklerim, ev sahibi olarak misafirlere ikramım, onları anadan doğmuş gibi caminin dışına çıkmalarını sağlamak, onları affetmek, bağışlamaktır.”
Mimarlara önerileriniz nelerdir?
Her evde namaz kılacak küçük de olsa bir oda, yer yapmaları gerekir. Yatak odasında kılamazsın, salonda koltuğu oraya buraya çek gerek yok. Çoluk çocuğun içinde kılamazsın. Özellikle yeni yerleşim merkezlerinde, sitelerde, büyük binalarda mutlaka cami olmalıdır. İlle cami kubbeli olmak zorunda değil. Bodrum katı olsun, yarım kat olsun fark etmez. Çok iyi üniversiteden mezun olan mimarlarımız var fakat yapmış oldukları binaları modaya uyduruyorlar. Mimarlar, örf ve adetlerimize bakmalı, geçmişe bakmalı Osmanlı ne yapmış incelemelidir. Osmanlı’dan günümüze birkaç eser kaldı, o güzellikte cami gösterebilir misiniz? Gidin Paris’e, binalarını gördüğümde hayran kalıyorum. Bizim mimarlarımız neden böyle binalar yapmıyor? Paris’ten ilham alsınlar. Mimar Sinan’ın eserlerine baktığımızda, asırlar geçmesine rağmen camilerine, köprülerine, hastanelerine hayran kalıyoruz. Bu eserlerden ilham alıp daha güzelini, daha ihtişamlısını nasıl yaparız diye düşünsünler. Yaptıkları binalara, projelere mutlaka mabet koysunlar. Koydukları mabetleri yalnız namaz için değil, içerisinde eğitim ve öğretim odaları, kütüphane de olsun. Bir başka konu da Avrupa’ya gittiğim zaman her otelin odasında İncil var, ister oku ister okuma ama koymuşlar. Niye bizim otellerimizde Kur-an yok. Senelerden beri din yobazlık olarak gösterildi, insanlar dinden uzaklaştırıldı. Dinden uzaklaşan, maneviyattan uzaklaşan, sefil kalan, mahrum kalan, iflas etmiş milletlerin geleceği yoktur. İslam’da bunların yeri ve yurdu yoktur.
Cami dernekleri camilere ürün alırken nelere dikkat etmeliler?
İstisnalar kaideyi bozmaz ama cami dernekleri görevlerini suiistimal ile karıştırıyorlar. “Ben seçildim gizli kapılar ardında istediğimi yaparım” diye düşünüyorlar. Aldığınız paranın hesabını halk alır. “Cami için şunları yaptık, bunları yapacağız” diye halka bilgi verin. İktidar, demokrasiyle halkın oyuna başvurarak nasıl daha çok güçlenip, kuvvetleniyorsa, malzeme alırken de yalnız idare heyetinden değil halktan da onay alınmalıdır. Alınacak malın şeklini, şemalini, ebatını vs. yazılı olarak halka anlatıldıktan sonra sipariş verilmelidir. Kaliteyi kim daha ucuza veriyorsa bu mal ondan almalı, firmaya çok dikkat edilmeli ve hakkında araştırma yapılmalıdır yoksa parayı harcama zorunluluğu gösterip de altı ayda bir ürün değiştirilmez, Allah’ın evi için mal alıyorsun. Seçeceğin kurumu iyi tanımalısın. Milletin paralarını boş yere harcamamak, çöpe atmamak lazım. “Kul hakkı” çok önemlidir. Kul hakkı yiyenlerin ne Allah nezdinde, ne peygamberler nezdinde, ne de kullar nezdinde yeri yoktur.
Eklemek istediklerinizi de rica ederim
Bu konuda başlattığınız bu güzel örneklerinizden ve birçok tarihi camilerin de bu dergi aracılığıyla insanların eline ulaşmasında gösterdiğiniz katkı ve çalışmalarınızdan dolayı sizleri tebrik ediyor, kutluyorum. Hayırlara vesile olması dileğiyle okuyuculara sizin aracılığınızla, şahsımdan sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Röportajı okuyanlara, İslam âlemine özellikle üç aylar geliyor, hayırlı ve hayırlara vesile olmasını Cenabı Allah’tan niyaz ediyorum.