Son yıllarda hep aklımızın bir köşesinde duran bu sorunun en derin kaynağını yaptığı konuşmasıyla tekrar gün yüzüne çıkaran Prof. Dr. Sn. Kenan Bilici oldu.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ziya Kenan Bilici, eskiden olduğu gibi sosyal hayatın ve yaşama alanlarının Cami’lerin etrafında şekillenmediğini belirterek şu açıklamayı yaptı:
"Camiyi sadece cuma namazı için kullanmadı bu toplum, günlük hayatı içerisinde onu sürekli kullandı, sosyal hayatın bir müessesesi olarak gördü. Şimdi ise kent planlarında AVM gibi bir ihtiyaç haline dönüştü. Bu anlamda cami mimarlığına başta ‘Diyanet’ olmak üzere her çevrenin modern mimarlık anlamında yaklaşması, bu ülkenin geleceğine ilişkin ipuçları vereceği için de simgesel bir öneme sahiptir. Yapay çevreler içerisinde yapay bir bina inşa ediyoruz.
Prof. Dr. Bilici, Türkiye'nin ‘Cami Tasarımı’ konusunda başarılı örnekler vermediği görüşünü dile getirerek, Türkiye'nin, hayatın her alanında olduğu gibi Cami mimarlığı ve tasarımında da dünyaya öncülük etmesi gerektiğini belirtti.
Anadolu'daki Cami mimarisi örneklerinin, bugünkü modern Türkiye'yi yönetenlere cami konusunda sonsuz ilhamlar verecek kadar çeşitli olduğuna işaret eden Bilici, tarihte sadece bir döneme, o dönemin örneklerine bağlı kalarak camilerin çoğaltılmasının, bugünkü modern Türkiye'ye, kentlere yakışmadığını vurguladığı konuşmasında, 13. Yüzyıl’da yapılan Anadolu Camileri ile, 15. Yüzyıl’da yapılan Anadolu Camileri’nin farklılık gösterdiğini de hatırlattı.