“1950’den sonra yapılan Camilerin hepsinin yeniden dizayn edilmesi ve kentsel dönüşüm sürecinde yenilenmesi gerekiyor.”

İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, İstanbul'da 3 bin 365 caminin olduğunu belirterek, "İstanbul'da bazı yerlerde 50 bin kişiye, 30 bin kişiye bir cami düşüyor. Bu çok büyük bir rakam. 30 bin kişinin olduğu yerde bir tek cami bulunması, özellikle cemaatin en yoğun olduğu zamanlarda yer bulamamasına neden oluyor. " dedi.

İstanbul'da 1999 depreminden önce yapılmış Camilerin ‘deprem yönetmeliğine göre’ yeniden yapılması gerektiğini ifade eden Yılmaz, “Tarihi Camilerimizde bir problem yok. Kadıköy'de böyle bir çalışma var. 

Kentsel dönüşümde 20-30 kadar camimiz yeniden yıkılıp yapılacak. Aynı durumun İstanbul'un pek çok yerinde geçerli olduğunu düşünüyorum.” diye konuştu.

Dergimize yaptığı röportajda Prof. Dr. Sn. Hasan Kamil Yılmaz, ‘Cami Standardizasyon Çalışmaları’ ile ilgili açıklamalarda bulundu: 

Diyanet İşleri Başkanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı arasında imzalanan protokol ile Diyanet İşleri Başkanlığı, Cami yerlerinin tespiti ve ‘Cami sınıflandırılması’ konusunda bir yetki devri aldı. Yasal çalışmalar devam etmektedir. 

Her Cami türünün kendi içinde ne tür alt birimleri olacağı ile ilgili çalışmalarda son aşamaya gelindiğini belirtti.  

√ “Türkiye’de Camiler sınıflandırılıyor: ‘7 tür Cami sınıflandırması’ yapılacak!“

√ “En önemli problem Camilerde Fonksiyonellikti... ‘Fonksiyonel’ olması gereken standartların olmaması Cami sektöründeki en önemli eksiklikti.”

√ Mahalle Cami’si, Meydan Cami’si, Şehir Cami’leri, Merkez Camiler, Meydan Merkez Camileri, Köy Cami’leri, Köy Merkez Meydan Cami’si, Köy Mahalle Camii’si, Sanayi Bölgesi Camileri, Ticaret Bölgesi Camileri gibi Camiler olacak ve her birinde ayrı ayrı ‘cami standartlandırılması’ çalışmaları yapılacak: ‘

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ işin mimari boyutundaki karar mercii olacak. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yerlerin belirlenmesinden inşaasına kadar olan kısımda katkıları olacak. 

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın idari sorumluluğu var: İmamın kaydedilmesi, ezanın vaktinde okunması ve Cami’nin vaktinde açılıp kapanması gibi. ”

√ “Cami’lerin olmazsa olmazı şartnameler belirlenecek: Camiler sadece mabet yeri olmamalı! Camiler hayatın merkezinde!”

√ ‘Camilerin fonksiyonelliği açısından’ mabedin dışında herkesin barınabileceği, zaman geçirebileceği sosyal alanlar yapılacaktır. Mimari projede hangi tür Camii yapılacaksa o 
Cami türünün standartlarına göre şartların belirlenmesi yapılacak. 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Belediyeler, Yerel Yönetimler (Kaymakamlık ya da Valilikler) ve Diyanet İşleri Başkanlığı ile Müftülükler tarafından şartların yerine getirilip getirilmediği takip edilecektir. 

Dört kurum bunun kararını birlikte verecekler. Yerin ayrılması belediyenin, ihtiyacın tespiti müftülüğündür ancak burada kaymakamlıklar ve valiliklerinde söz sahipliği vardır. “

Değerli röportajı ve açıklamaları için Prof. Dr. Sn. Hasan Kamil Yılmaz’a teşekkür ederiz.