Önder Bey Merhaba, gün geçtikçe gelişen ve büyüyen bir markasınız. Sizi biraz daha yakından tanıyabilir miyiz?

1978 yılı Kayseri doğumluyum. Nakkaşlık mesleğine 1990 yılında çıraklıkla başladım. Bu yılla birlikte inşallah 26 yılımı bu meslekte geride bırakmış, 27. yıla girmiş olacağım. 27 senedir çok sayıda projede bizzat yer almış bulunmaktayım. Yaklaşık 12 yıldır da kendi işimi yapmaktayım. Geçtiğimiz 12 yıla çok özel projeler sığdırdım. Allah’ın izniyle de yer aldığım bütün projeleri hakkıyla tamamlamayı başardım. Bu projelerin hepsinde de severek çalıştım. 2010 yılında Nakkaş Önder Narin adında kendi firmamızı kurduk. Bu yıl firmamız 6. yılını doldurdu. 6 yılda kariyerimin dönüm noktaları dediğim camileri yapmak bize kısmet oldu. Yurt içi fuarlarda şirket olarak bulunduk. Şirketimizi bir dünya markası yapmak için gecemizi gündüzümüze kattık ve bunu da büyük ölçüde başardığımıza inanıyorum. Örneğin, 2009 yılında bünyemizde 8 çalışanımız ile devam ederken şuan şirketimiz bünyesinde devam eden önemli camilerde nakkaş olarak çalışan 30 personelimiz bulunmaktadır. Ayrıca çalışmalarımızın daha verimli uygulanabilmesi için ofis ekibimizde sürekli çalışmaktadır. Tüm çalışanlarımız bizim bünyemizde, kurumsal bir ortamda çalışmanın vermiş olduğu keyifle işlerine devam etmektedir. Bu işi artık merdiven altı diye tabir edilen kişiler ya da firmalardan, firması olupta yetersiz deneyimi olan benim tabirimle nakkaş değil de boyacı olan kişilerden kurtarmaya çalışıyoruz.

Nakkaş sanatının Osmanlı Dönemi’ndeki saygınlığını ve kimliğini kazandırmayı amaç edinmiş bulunmaktayız. Bunun için ne yapılması gerekiyorsa şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonrada elimden geleni yapmaya hazırım.

Türkiye’de gün geçtikçe büyüyen Nakkaşlık sanatını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Nakkaşlık sanatı asırlardır Osmanlı ve Selçuklu Dönemleri ile pekiştirilmiş bir şekilde ilerliyor. Günümüzde ise modern anlamda farklılıklarda kazanmış durumdadır. Tarih boyunca Emevîler, Abbasîler, Memlukler, Fatımîler, Selçuklular, Osmanlılar, daha sonra da Cumhuriyet Dönemi’nde hem Türkiye, hem diğer Müslüman ülkeler bu sanatı geliştirmekte birbirleriyle yarışmışlardır. Tabiî bu sanat ihtiyaca binâendir, mimariye görede şekil alır. Günümüzde nasıl ki bilgisayar fontları farklı alanlarda kullanılıyorsa, nakkaş sanatı da öyle bir şeydir. Aldığımız projelere bağlı olarak en uygun sanatı bu mimari yapılara uygulamaktan keyif almaktayız. Kendini ispatlamış, güven duyulan ve nakkaş kadrosu çok deneyimli, fırçaları gayet düzgün ustalardan oluşan bir ekibiz. Nakkaşlık bizim aslında işimiz olmakla birlikte aynı zamanda yaşam kaynağımızdır.

İşinizdeki güçlükler ve işinizin en cazip tarafları nelerdir?

Günümüzde bu soruya iş olarak değil de iş hayatımızda karşımıza çıkan bir sorunu açıklamak isterim: Cami yönetimlerinin doğru insanlarla ya da firmalarla çalışmamaları beni oldukça üzmektedir. Bu sebeple öncelikle çalışmak istedikleri firmaları seçerken dikkatli ve doğru bir seçim yapmaları gerekiyor. Çünkü işi almak için ucuz şekilde fiyatlara talep edip daha sonra işin yarısına gelince zarar adı altında camileri mağdur ettiklerini sıklıkla duyuyoruz. Cami için ne istediklerini bilmeleri de çok önemlidir, Camiler bizim ibadethanemiz olduğu için bir konut yaparken gösterilen özenin iki katı daha fazla özen göstermemiz gerektiğine inanıyorum. Öyle camilerle karşılaşıyoruz ki mesleğim adına görünce gerçekten çok üzülüyorum. Tam anlamıyla bir facia ile karşılaşıyorum. Camilerimiz, bizim işimiz, düzgün yapılmadığı takdirde vebali olan bir iştir. İnsanlar evlerinin, çocuklarının rızıklarını keserek yardım ediyorlar, hayır ve bağış yapıyorlar. Hakkı olan o kadar çok insan varken o insanları bulup helalleşmek mümkün bile değildi. Bu sebeple hassasiyetle üzerinde durmamız gerektiğine inanıyorum. Onun dışında biz işimizi yaparken sorunları görmeden elimizden gelen en iyi eserleri kazandırmaya çalışıyoruz.

2017 yılında yeni projeleriniz var mı?

İstanbul Çamlıca Tepesi Camii hali hazırda nakkaş işlerimiz arasında en gözde olan işimizdir. Ayrıca Kayseri’de Organize sanayi bölgesinde yaklaşık 3000 m² kapalı ibadethanesi olan ve açık olan ibadethanesi ile birlikte 10.000 kişiye yakın kapasitede bir camii inşaatımız devam ediyor. Biz buraya başlarken Nakkaş işi için görüşme amacıyla gitmiştik. Ancak sonradan bir öneride bulunduk ve anahtar teslimi yapma konusu bu şekilde görüşmemize dahil oldu. Bu camiyi Kayseri‘ye kazandırmak için ‘Önder Narin İnşaat’ olarak kolları sıvadık. Tabi bu işin başına gelmemize vesile olan Kayseri Organize Sanayi Bölge Başkanımız Sn. Tahir Nursaçan, Fen İşleri Müdürü Sn. Abdullah Deneyen, Bölge Müdürü Sn. Ali Yaprak ve birlikte çalışmamıza vesile olan tüm Kayseri OSB Yönetim Kurulu üyesi arkadaşlar bize güvendiler. Bunun için onlara teşekkürü borç bilirim. Bu projemizde çok değerli bir proje, severek çalışıyoruz. Proje mimarımız Hakan Şahan ile sürekli istişareler yaparak projesine emek verdiği bu eseri inşa ediyoruz. Bittiğinde hem Kayseri için büyük bir kazanım hem de bizim için çok güzel bir referans olacaktır. Her biri 70 metre yüksekliği olan 4 adet minaresi ile 34 metre kubbe çapı, 41 metre kubbe yüksekliği ile bu güzel eseri inşallah 2017 yılı içerisinde hizmete açacağız.

Önder Bey, değerli röportajınız için teşekkür eder, Cami Dergisi olarak çalışmalarınızda başarılarınızın devamını dileriz.